Kültür & Sanat

Halikarnas Balıkçısı

Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı; Anadolu hümanizminin temellerini atan tabiat, edebiyat ve fikir adamı. Babası Mehmet Şakir Paşa’nın yüksek komiser olarak bulunduğu Girit’te doğdu. Çocukluğu Atina ve İstanbul’da geçti, Oxford Üniversitesi’nin Yakın Çağlar Tarihi bölümünü bitirdi. 1925’te Resimli Hafta dergisinde yayınlanan Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Giderler başlıklı yazısı üstüne, halkı askerlikten soğutma suçuyla Bodrum’a sürgün edildi. Cezasını tamamladıktan sonra çeyrek yüzyıla yakın bir süre yaşadığı Bodrum’u yalnız Türkiye’ye değil, dünyaya tanıttı. Geçimini turist rehberliğiyle sağlayan Balıkçı, eserlerinde çağdaş Batı uygarlığına giden yolun Akdeniz Kıtası’nın bir parçası olan Anadolu’dan başladığını savundu.

Balıkçı, Nietzsche’nin ünlü sınıflamasına göre Apollon’un değil, Dionysos’un izinde, yani mantık ve ölçülü biçili duygular yerine coşkunun ve yaratıcılığın peşinde bir kişilikti. Deniz Gurbetçileri romanında Çakır Ayşe’ye “Şu rakı denen zıkkımı içe içe topunuz da irezil oluyorsunuz” dedirtse de, denizci dostlarıyla kafa çekmeye bayılırdı. Bodrum’da yaşadığı dönemin tanıkları, Balıkçı’nın, günümüzde gurme denilen türden bir damak düşkünü olduğunu söyler. Kendisi de en çok çiporta denilen karışık ot kavurmasını sevdiğini ve bu mezenin en güzel Kumbahçe’deki –şimdi yerinde bir butik olan– meyhanede yapıldığını yazar. Halikarnas Balıkçısı’nın, 1947’den ölümüne kadar yaşadığı İzmir’de hâlâ anlatılan, meyhane günlerine ilişkin kimi gerçek, kimi efsane, çok sayıda hikâyesi vardır. Sabah elinde bir fileyle Kemeraltı’na gelir, cadde girişindeki ağaçtaki çiviye boş fileyi asar, daha sonra yazısını yazmak için, bugün Nadir Nadi adını taşıyan, o zamanların Sarıkışla Caddesi üzerinde bulunan Demokrat İzmir gazetesine gider, yazısını tamamlayınca Veysel Çıkmazı veya 1. Beyler’de bulunan meyhanelerin yolunu tutarmış. Azar azar, kararında içer, uzun sohbetleri severmiş. Meyhane çıkışında ağaçtaki filesini doldurmak üzere Havra Sokağı’nın yolunu tutar ve sonra hızlı adımlarla, hava da fazla kararmadan Hatay Caddesi’ndeki evine dönermiş.

A. NEDİM ATİLLA

[Oy sayısı: 0 Ortalama: 0]