17. yüzyılda, Hollanda’da üretilmeye başlanan cin, ilaç niyeti ile imal edilmiş ve günümüzde sevilen bir alkollü içecek halini almıştır. Adını aldığı “genever” Flemenkçe’de ardıç meyvesi anlamına gelir ve İngilizler tarafından kısaltarak “gin” olarak kabul edilmiş. Bu bakımdan, Hollandalılar kadar İngilizlerin de büyük ilgi gösterdiği cinin ana malzemesi, adından da anlaşılacağı gibi ardıç meyvesi. Ardıç meyvesinin, idrar söktürücü etkisi yüz yıllar boyunca bilinen bir gerçek olduğu için cin; şifa kaynağı olarak görülmüş.
Cin; arpa, mısır, çavdar ve ardıç tohumlarının damıtılması ile elde edilirken, böğürtlenler ile tatlandırabilir. Bu lezzetli aromasının yanı sıra cinin tadı, aroma cinsine göre değişiklik gösterebilir. Susam, meyankökü, kişniş, bergamot, anason, tarçın, badem, rezene, dereotu ya da narenciyeler cinlerde lezzetli bir aroma yakalamak için sıklık ile kullanılırlar. Çoğu kez birden fazla bitki kullanımı ile ahenkli bir lezzet ortaya çıkmaktadır. İmalat sonrası, taze olarak şişelenme işlemi uygulanan cin, aradan geçen asırlar sonunda tüm dünyanın bildiği bir alkollü içecek olmayı başarmıştır.
Aromalı ve damıtılmış bir içki olmasının yanında cin, yüksek alkollü bir içecek olarak bilinir. Sahip olduğu %35 ila %60 arasındaki alkol oranı nedeniyle sek olarak içildiği zaman sert bulunabildiği için genellikle buz ya da soda ilavesi ile tüketilir. Kokteyllerin de aranılan ana malzemelerinden olma özelliğinin yanı sıra en sık tercih edilen tüketim şekli, cin toniktir.