Çocukken, Ay’ın peynirden yapıldığına inanıp, Willy Wonka’nın büyülü şeker dünyasını ziyaret etmeyi hayal etmiştiniz değil mi? Size bu hayal dünyası için bilet veremeyiz ancak tıpkı onlar kadar masalsı bir dünya ile tanıştırabiliriz.
İngiliz sanatçı Carl Warner’ın yaptığı tablo ve heykeller görenlerin hem ruhuna hem de midesine hitap ediyor. Yeni bir akıma öncülük eden sanatçı, eserlerinde yalnızca yenilebilir materyaller kullanıyor.
Eşsiz manzaraları lezzetli malzemelerle yeniden yorumlayan sanatçı, çalışmalarının bütününe Foodscapes ismini vermiş. Warner’ın 1998 yılında bir pazarda rastladığı mantar ise süreci başlatmış. “Onu, başka bir dünyada ağaç olduğunu hayal ederek stüdyoma getirdim ve bir avuç fasulye ve pirinçle ilk eserimi yarattım.” sözleriyle sanatının başlama hikayesini anlatıyor.
Eserlere baktığınızda aklınıza ilk olarak başarılı bir photoshop oldukları gelse de tamamıyla gerçek çalışmalar. Süreç, kompozisyon çıkarılmasının ardından, kullanılacak malzemelerin kararlaştırılması ve fotoğraf aşaması ile devam ediyor. Malzemelerin sıcak stüdyo ışıkları altında solmadan yakalanabilmesi için ön hazırlık ve hız oldukça önemli.
Warner, dünyanın dört bir yanındaki marketlerde ve gıda pazarlarında çok zaman harcıyor. “Şekil, doku ve renkler açısından inanılmaz bir malzeme seçeneği var. Paletim, dünyanın dört bir yanından seçebileceğim üç boyutlu bir palet. Klasik kompozisyon tekniklerini kullanarak çok geleneksel bir manzara çizme eğilimindeyim çünkü izleyiciyi bunun ilk bakışta gerçek bir sahne olduğuna inandırmaya ihtiyacım var. İzleyiciyi gülümseten şey, sahnenin aslında yemeklerden yapıldığının farkına varmak ve benim için en iyi kısım da bu.” diyen sanatçı, sanata bütünsel açıdan bakmanın ve ayrıntıların önemini vurguluyor.
Sonuç; kahve çekirdekleri, çikolata parçaları mantarlar veya domateslerin bambaşka formlara büründüğü iştah kabartan lezzetli eserler…
Chocolate Express adlı parçada Warner, treni çikolata ile yeniden tasarlıyor. Candy Cottage de tatlı, şekerli, pembe bir manzara görülüyor, “Breadscape” de ise ekmekler kaya olarak yorumlanırken brokoliler ağaç olarak tasavvur ediliyor.